Shadow

Madde Bağımlılığınız Yok mu?

Madde Bağımlılığınız Yok mu?

Madde bağımlılığını kötü ve zararlı maddelere bağımlılık olarak algıladığımız için benim hiç kötü huyum yok diyenlere gülsek mi, ağlasak mı?

Ev bağımlılığı, 3 çeşit yemek olmazsa sofraya oturmam bağımlılığı, otomatik vites araba bağımlılığı, günde seyredilecek 2 dizi bağımlılığı, haftada 2 maç izleme bağımlılığı, Türk lirasını dolara çevirip borsayı saat saat takip etme bağımlılığı, en kalitelisinden eşya bağımlılığı, tatil bağımlılığı, rüşvet alıp verme bağımlılığı…

Örnekleri çoğaltmak çok kolay. Herkes kendi bağımlılıklarını lütfen alt alta yan yana bağımlasın.
 

Benim madde bağımlılığım yok diyenler bu saydıklarımız soyut bağımlılıklar mı, ilk başta birçoğu için ne var bu bağımlılıklarda diyebilir.

2000’li yıllardan itibaren bize dikte edilen yeni hayat anlayışımız bu. Bu kuralları çiğnemek yasaktır levhasını kalbimize astık bir kere. Rahat ve rahatsız edilmeden yaşayıp gitme hastalığı bunun adı. Aslında bu bağımlılıklarımızda bizi hasta etti. Fazla oturmak, fazla yemek, fazla uyumak, fazla göz yormak bize de fazla geldi ve sonunda hastalıklar aldı başını gitti.

Daimiyi geçiciye terk etmek tam da buna deniyor herhalde.

Ümmetimin üzerine 5 hastalık gelecek diye buyuruyor Allah Resulü:

1-Dünyayı seveceksiniz, ahireti unutacaksınız. Şimdi bu hadisi tersten okuyalım… Ahireti unutanlar, dünyayı severler öyle değil mi? Dünya atmosferiyle, yer kabuğuyla, gökyüzüyle sevilmez. İçindeki bağımlılıklarıyla sevilir öyle değil mi?

Modern çağın kendi kutsallarını bize yedirdiği para merkezli hayat bizi gün geçtikçe zor duruma sokuyor. Beraberinde dünya ve ahiret algısı tamamen değişik kullar haline geliyoruz. Merkez yerleşkemizin dünya olmasını istediğimizin farkına bile varamıyoruz.

Hadisin ikinci hastalığı anlatan kısmı; köşkleri seveceksiniz, kabirleri unutacaksınız.

Hangimiz 3- 5 eve itiraz eder.

Mal hırsının bizi götüreceği son nokta kabir denilen herkesin istese de istemese de gireceği yer altı. Biz kabirleri başkalarının yattığı yerler gibi görmeye başladık, hatta kendi kendimize bir yalan uydurduk önümüze gelene bir tekme diye bir oyun vardı ya bu da öyle bir şey oldu. Herkes için ebedi istirahatgahına çekildi  veya rahat uyusun diye bir şey uydurduk.

Üçüncü hastalık diyor efendimiz: Malı, makamı seveceksiniz, mahkemeyi unutacaksınız.

Biriktirme tutkusunun hız kesmesiyle ilgili o kadar ayet ve hadis varken biz bu iki bağımlılıkla tüketir olduk ömrümüzü. Vermeyi cebimizdeki bozuk paralardan kurtulmak olarak anladık maalesef. Makama gelmek için sırtına bastığımız insanların, çevirdiğimiz dolapların mahkemede karşımıza çıkacağını hiç hesap ediyor muyuz acaba?

 

Dördüncü hastalık günahları seveceksiniz, tövbeyi unutacaksınız.

İşte yan yana yazacağımız günah koleksiyonumuz. Ne kadar seviyoruz günahları, hangi günahımızdan vazgeçemiyoruz hiç muhasebesini yaptık mı?

Allah’ın en nefret ettiği kul tipinin günahı alışkanlık haline getirenler olduğunu söylemek ne kadar da kolay. Tövbe etmek kulun acıktığında yemek ihtiyacını gidermesi gibi aklından çıkmayacak bir şey olması gerekirken bize ne kadar da uzak duran bir şey.

Beşinci hastalık ise Yaratılanı seveceksiniz, yaratanı unutacaksınız.

Yunus’un diliyle yaratılanı severiz yaratandan ötürü cümlesini seçim zamanlarında ne çok duymuştuk. Fakat biz yaratılanlardaki güzelliği kendilerinden zannetmeye başladığımız için yaratanı unutmaya başladık.

Hiç şüphesiz bu beş hastalığa yakalanmayanlar da vardır, ne mutlu onlara.

Durup düşünelim şimdi:

Madde bağımlılığım yok diyenlere: Siz ciddi misiniz? Ne mutlu size diyebilir miyiz?

Meçhul sonumuz mübarek olsun?

 

Serdar Çil

Kaynak:www.buulkegazetesi.com

Bir cevap yazın