Karıncadan Alınan Ders
Hafızlığa çalışan bir öğrenci derslerini yapamıyor, öğrendiklerini bir türlü ezberinde tutamıyordu. Bıkmış usanmıştı, sonunda köyüne kaçmaya karar verdi.
Uzakta olan köyüne giderken bir ara yorulduğu için bir taşın üstüne oturup dinlenmeye koyuldu. Bir de ne görsün. Bir karınca kaygan dik bir kaya parçasından yukarıya doğru tırmanıyor. Tam tırmanışa geçince geriye doğru yuvarlanarak düşüyor, tekrar başlıyor, yine düşüyordu. Karıncanın bu hali öğrencinin dikkatini çekti. Saydı, tam yirmi dokuz defa yuvarlanan karınca, otuzuncu seferde tırmanıp kayanın tepesine çıkmayı başardı.
O anda öğrencinin beyninde şimşekler çaktı. “Ben karınca kadar da mı olamayacağım? Ben de bir ayeti yirmi dokuz defa okur ezberleyemez isem, otuzuncuda ezberlerim.” Diye düşünerek geri dönmeye karar verdi. “Hocam, hafızlığı beceremeyeceğimi zannetmiş, köyüme geri dönüyordum. Ama yolda beni bir karınca geri çevirdi. ” Diyerek hocasının elini öptü ve özür diledi.
Yeniden başlayıp sabır ve sebat ile çalıştı ve Kurân-ı Kerim’i hıfzederek, döneminin en iyi hafızlarından biri olmakla şereflendi.