Shadow

Hz. Havva Validemiz

 

Hz. Havva Validemiz

Hakkında çok fazla bilgi sahibi değiliz. Hz. Adem’in eşi, insanlık tarihinin ilk annesi, eşine tabii bir hanımefendi. Geleneksel algı da yaratılış kıssasındaki en ciddi suçludur. Hz.Havva . Şeytanın Adem (a.s) ‘e verdiği vesveseyi çok ciddiye almış ve Adem’i kandırmıştır. Oysa Kuran’da bu işi yaptığına dair tek bir ayet yoktur. Genellikle Adem (a.s) ’in muhatap alındığı bu ayetlerde  her ikisi de hatalı gösterilir. Ancak İsrailoğulları kaynakları Müslüman zihniyetleri kemirmiş ve bizim de kaynak eserler dediğimiz birçok tefsir kitabında Havva validemiz suçlu ilan edilmiştir. Asılsız uydurma metinlerde sayfalar dolusu hurafeler insanların akıllarına kazınmaya çalışılmış olaya yılan, elma, armut, çam ağacı, meşe ağacı, buğday da  dahil edilmiştir. Kitab-ı Mukaddes’te Havva validemiz insanlığı Cennet’ten çıkaran  insanların işlediği bütün günahlarından sorumlu tutulmuş bir kişidir. Çünkü ilk günah inancına göre, Hz. Havva’nın işlediği ve Hz. Âdem’e de işlettiği iddia olunan günah, irsî olarak bütün insanlığa geçmektedir ve bütün insanlar, bu günahla dünyaya gelmektedir. İsa Mesih, bu günahı temizlemek için kendini kurban ettiği için, Hz. Havva, yani kadın, dolayısıyla Hz. İsa’nın kanından da sorumlu tutulmuştur. Batıda hâkim olan bu görüş kısmen bizde de rağbet görmüştür. Orta çağda kadının insan olup olmadığını tartışan bir kilise ve inanç sisteminin insanlığa kadınla ilgili söyleyeceği ne olabilirdi ki zaten…

Bizim coğrafyada da bir adam bir kadına kızınca şunu der hemen:”Kadın değil misiniz? Hepiniz aynısınız. Adem’i de cennetten çıkaran sizsiniz!” Bu cümleyi duymayan var mı?
Şimdi konuyla ilgili 2 ayrı metni bilgilerinize sunuyorum.

Kitab–ı Mukaddes, Tekvin 2:4 ve 3:24’te Allah’ın Hz. Âdem ve Havva’ya bir ağacın meyvesini yasakladığı, fakat daha sonra yılanın Hz. Havva’yı, Hz. Havva’nın da Hz Âdem’i kandırdığı anlatılır. Allah’ın kınamasından dolayı da Hz. Âdem’in suçu Hz. Havva’ya attığı belirtilir:”Yanıma verdiğin kadın… O, ağaçtan bana verdi ve yedim.”Allah da, Hz. Havva’ya şöyle seslenir: “Zahmetini ve gebeliğini ziyadesiyle çoğaltacağım; ağrı ile evlat doğuracaksın ve arzun kocana olacak, o da sana hâkim olacaktır.” Âdem’e de, “Karının sözünü dinlediğin ve ondan yemeyeceksin diye sana emrettiğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lânetli oldu, ömrünün bütün günlerinde zahmetle ondan yiyeceksin” der.

Hazin Tefsirinde de konu benzer şekilde anlatılır.
Allah Hz. Adem’e sorar : — Seni, yemesinden men ettiğim ağacın meyvesinden niye yedin?
Hz. Adem: – Beni buna zorlayan bana emir veren HAVVA oldu, demiştir.
Burada sanki ben onu suçlayayım da belki kendimi kurtarırım Havva  çeker cezayı, ben belki de sürerim sefayı diyen bir cevap iftirası atılmıştır Adem (a.s)’e.

Bunun üzerine Allah “Ben de onu gebeliği süresince olsun ve doğuracağı zaman olsun doğumunu zorluklar içersinde sancı çekmekle cezalandırdım.” der. Bunu duyan Havva çığlık atar korkudan.
İki metin birisi tefsir, diğeri İncil’den.
İnsanın yaratılışıyla ilgili Kuran-ı Kerim’ de birçok ayet yer almaktadır. Bakara suresinde Araf suresinde ve başka surelerde…
…a /115- Andolsun, bundan önce biz Adem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.
Taha/120: Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”
Ayetlerde ilk muhatap Hz. Ademdir. Yeme emri direk ona söylenmiştir. Hz. Adem bu emri unutandır, şeytan ona vesvese vermiştir.

İnsanlığın devamının gerekliliği için olması gereken gebelik süreci anneyi en hürmet edilmesi gereken bir varlık haline dönüştürürken hamilelik süreci sanki kadına verilmiş en büyük cezalardan biri olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Annenin merhametinin tarifi yapılırken, Allah’ın varlığa merhametinin bir parçası olarak takdim edilmiştir. Yine annenin hamileliği süresince bebeğini taşıdığı organın ismi Cenab-ı Hakk’ın merhametinin ifadesi olan bir isim “RAHİM”  ismi  ile aynıdır. Doğum yaparken vefat eden anneye şehit gözüyle bakan bir din doğuma kadar gerçekleşecek sıkıntıları Hz. Havva’ya atılan bir iftiranın ve cezanın sonucu olarak görür mü?

Bir başka uydurma rivayette Allah Havva’ya: —Niye Adem’i kandırdın, diye sorar.
Havva’ da: —Bunu bana yılan emretti, dedi. Allah yılana seslenir: —Sen  niye Havva’ya bu emri verdin?
Yılan: —Bunu  bana iblis emretti. Allah bu sefer Havva’ya döner: —Sen ağacı kanattığın için her aybaşı kan göreceksin. Ey yılan! Senin ayaklarını kesiyorum sen hep yüzüstü sürüneceksin ve karşılaştığın her kişi başını ezecek. Ey İblis! Seni de rahmetimden kovuyorum, kahredilmiş olacaksın El-Urumi  9/257

Yılanın aslında ayakları olduğunu yürüyen bir hayvan olduğunu  ama Hz. Havva’yı kandırdığı için ayaklarının kesildiğini ve ilelebet sürünecek bir varlığa dönüştürüldüğünü bana ilk olarak 7–8 yaşlarımda anlatmışlardı.
Batılı kaynaklardan birinde:” Hiçbir kötülük, kadının kötülüğünün yanına yaklaşamaz… Günah kadınla başlar ve bütün hepimiz onun yüzünden öleceğiz.” (Ecclesiasticus 25: 19, 24).
Bu düşüncenin temellendirildiği batı aklı, İslam’ı  da içine çekmiş aynı düşünceyi maalesef Müslümanlar’da da benimsetmiştir.

Hz. Havva’nın uzak durmaları gereken ağacı  kanattığını da söyleyen bu kişi bugüne kadar kaç ağacı kanatmıştır acaba veya hangi ağaçtan kan damlar, nedir bu İslam dünyasının hurafelerden çektiği? Biri uçar, biri sokakta yürür onu kimse göremez, biri Medine’ye  gider Hz. Peygamber  mezardan elini çıkarır onunla tokalaşır, biri  yüz tane  ihlâs okur, üniversite sınavını kesin kazanır. Nereye varacak bu kandırmacanın sonu acaba?

Koca koca adı âlim olan zatı muhteremler, kürsülerden  anlatır durur binbir gece masallarına taş çıkaran hikayeleri. İslam’ın gerçekleri bunlarmış gibi, inanmayanları da tekfir ederler.

Bıktık artık sizin iftiralarınız Hz.Havva’ya attığınız yalanlarla başladı. Kadının naifliğini kendinize kalkan yapıp onu suçlamayı erdem zannettiniz.Kuran da yer alan ayetleri de eğip büküp, törpüleyip kendinize uydurdunuz, milleti de bu yalanlara ortak yaptınız.
Sevgili Havva validemiz senden özür dileriz, hakkını helal et bize, bizler cahil halk kitleleriyiz. Saç, sakal, cübbe, tesbih gördüğümüzde içinde konuşan birisi varsa hemen inanırız ve o dinlediklerimizi etrafa yaymayı cihat etmek zannederiz.

Kalın sağlıcakla…
Meçhul sonumuz mübarek olsun.

Kaynak: Buülkegazetesi

 

Bir cevap yazın