Shadow

Ben Rap’in Krallarından Geçtim, Gönül Sultanlarına Bağlandım

Ben Rap’in Krallarından Geçtim, Gönül Sultanlarına Bağlandım



Rap’in kralı Sagopa Kajmer, ‘Ben Rap’in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım artık’ dedi. Sagopa, artık Kur’an okuyor, namaz kılıyor.

İşte güzel bir Sagopa Kajmer röportajı:

Sagopa Kajmer, müzikte laf kalabalığını sevmediğini, önemli olanın özü yakalayıp az ve öz konuşmak olduğunu belirtiyor. Sözlerinin dinleyicilerinin aklında kalma sebebini sahip olduğu maneviyatla özdeşleştiren Sagopa Kajmer, “Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum. Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmakla geçti. Hâlâ benim için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek.” diyor. Sanatçı, bu kez sevdiği rap’çileri değil etkilendiği alimlerin isimlerini sıralıyor: Abdülkadir Geylâni, Ahmed el Bedevî, Hasan-ı Basri, Ahmed er-Rufai, Bişr-i Hafi, Buhari, Müslim… Eskiden rap’in önemli isimleriyle hemhal olan Sagopa Kajmer, “Ben rap’in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım artık. O kadar muhteşemler ki!” diyor. Kur’an-ı Kerim okumanın kendisini çok rahatlattığını kaydeden rap’çi Kajmer, Allah’la olan irtibatını ise şöyle açıklıyor: “Ben ilk önce Rabb’in benden istediklerini uygulamaya koyup daha sonra O’ndan aldığım güç ile dua ediyorum. İrtibat, çokça zikretmektir. Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.”

Sözlerinizin akıllarda kalıcı olmasının nedeni ne? Dünya zevklerine fazla itibar etmemeniz mi, sözlerinizin felsefeyle yoğrulması mı?

 


Maneviyatım. Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum. Neysem oyum. Olduğum gibi görünürüm, düşündüklerimi şarkılarıma aktarırken kelime dünyası içinden en öz olanları yan yana koyarım. Anlaşılırlık sayesinde kalıcılığı yakaladım.

 

Sizin sevdiğiniz rapçilerin isimlerini (Chuck D, Ice T, L.L, Krs, Cube, Kool Keith, Rakim gibi…) biliyoruz ama sizi kendine çeken evliya ya da derviş insanlar kimler?

Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmak ve onlardan feyzler almakla geçti. Hâlâ benim için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek. Beni derinden etkileyenleri büyük bir zevkle yazayım: Abdülkadir Geylâni (ks) en başta olmak üzere; Ahmed el Bedevî (ks), Hasan-ı Basri (ks), Ahmed er-Rufai (ks), Bişr-i Hafi (ks), Mahmud Hüdâi (ks), Şah-ı Nakşibendi, Feridüddin Attar (ks), Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (ks), Buhari, Müslim, Hakim Tirmizi, İbrahim Hakkı Erzurumi (ks), Muhyiddin-i Arabi (ks). O kadar çoklar ki her biri ile ilgili değişik hayranlıklarım var. O saydığınız rapçileri eskiden dinlerdim. Ben rap’in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım artık. O kadar muhteşemler ki! Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme. İlk emir okumak, ama roman okumak değil.

Sözün en etkili ve tasarruflu sarf edildiği kitap Kur’an’dır. Kur’an okuyor musunuz?


Katılıyorum. Elbette okuyorum, okumadan olur mu? O kadar rahatlatıyor ki!..

Allah’la dua ederek konuşurken kullandığınız kelimeler nasıldır peki?

Rabb’imiz bizlere sünnet izinden gitmeyi buyuruyor. Onunla iletişim için ilkin sünnete bağlanmak ve bu vesileyle doğruca ilerlemek gerek. Malum herkes canı sıkıldıkça Rab ile konuşabilir, içini rahatlatabilir. Lakin ben ilk önce Rabb’in benden istediklerini uygulamaya koyup daha sonra ondan aldığım güç ile dua ediyorum. Bir şey yapmadan bir şey beklemek ya da kuru kuruya dua etmek bana ters. İrtibat, çokça zikretmektir. Ben buna çok önem veririm. Bir süre sonra otomatik olarak iletişiminiz güçlenir. Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.

Kaynak: Zaman

Bir cevap yazın