Shadow

İlk Hemşire Medineli Rufeyde

İlk Hemşire Medineli Rufeyde

Hemşireliğin bir meslek haline gelmesi, çok eski devirlere dayanmaz. Ancak hastalık ve tedavi insan hayatı ile başladığına göre, hasta bakımı da başlangıçtan beri süre gelmiştir. Peygamberimiz, hasta ziyaretine, hastaya hizmete çok önem vermiş, dinimizde hastanın hizmetinde bulunan yardımcılarının Ramazanda oruçlarını tehir edebileceklerine bile cevaz vermiştir.

Siyer, İslâm tarihi ve hadis mecmualarında; özellikle savaşlarda hanımların bulundurulduğu ve bunların yaralılara hizmet verdiklerine dair pek çok örnekler vardır. Buharînin nakline göre bir hanım; “Biz, hazreti peygamber ile beraber savaşta bulunurduk. Mücâhitlere su verir, onlara hizmet ederdik. Yaralıları tedavi eder, şehitleri Medine’ye taşırdık der.” (Buharî, Cihad 67),

Ümmü Atiye ise, Rasûlullah ile birlikte yedi savaşa katıldığını, geri hizmetleri gördüğünü, ordunun yemeğini yaptığını, yaralıların yaralarını sardığını ve çok ağır yaralılara da hizmet verdiğini söylemektedir. (Müslim, Cihad, 142; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/84-85).

Hendek muharebesinde yaralananların tedavî ve bakımı için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Medine’de Mescid-i Nebi civarında bir çadır kurdurmuş, bu çadırı hastabakıcı bir hemşire, Benî Eslem kabîlesine mensup Medineli Rufeyde (r.a.) isminde bir hanımın idaresine tevdi etmişti. (İbni Hişam, Sireti İbni Hişam Tercüme, Hasan Ege, c.3, s. 329, İstanbul, 1985).

İşte tarihte İslam’ın ilk hastahanesi ve hemşiresi…

Muharebe esnasında yaralanan mücahitler bu çadır içinde ve Rufeyde (r.a.) hatun ile yanındaki diğer İslâm hanımları tarafından bakılmış ve tedavi edilmiştir.

Rufeyde (r.a.), sıradan bir hasta bakıcı hemşire değildi. Devrin tedavi usullerine vâkıf, bilgili bir hatun idi.

Sünnete ve Ashâb-ı Kirama bağlılığı ayrılmaz vasfı haline gelen milletimizin özünde de iyilikseverlik, âciz ve hastalara yardım duygusu ve faaliyetleri açıkça görülmektedir. Selçuklular döneminde de, Osmanlılar döneminde de özellikle tanınmış hanımların hastaneler yaptırdıkları dikkat çekicidir. 12. asırda Hunat Hatun Kayseri’de, 16. asırda Hürrem Sultan İstanbul Hasekide Şifahâneler yaptırmışlardır. Bütün varlıklı hanımların pek çok okul yaptırmalarının yanında hastane yaptırmaya yönelmeleri de beklenir. Artık bugün hemşirelik ve hasta bakıcılık bir meslek halini alsa da gönüllü hizmetlere ihtiyaç da devam etmektedir.

Bir cevap yazın