Shadow

İslam’da Şehid’lik Rütbesi (1)

İslam’da Şehid’lik Rütbesi (1)

Şehid, Allah yolunda; Dini, imanı, vatanı ve namusu uğrunda çarpışırken canını vererek cenneti satın alan; cennette, peygamberlere, sıddıklara ve velilere dost olacak mutlu kimsedir.

Peygamberimiz (s.a.v): “Kim ki yalnız Allah‘ın kelimesi (Allah’ın adı ve dini) en yüce olsun diye cihad (harp) ederse o mücahidin cihadı Allah yolundadır.” buyurmuştur. )

Şehidlik Allah katında peygamberlikten sonra gelen en yüksek bir manevi rütbedir. Kur’an dilinde ise Nisa suresi 69. ayette ilahi rütbeler sıralanırken “peygamberler, sıddıklar, şehitler, salihler bunlar ne güzel arkadaştır.” buyrulmaktadır.

Allah katında gerçekten şehitlik rütbesine erişebilmek için evvel emirde; savaşta ölen kişinin İslam inancına sahip olması, mücadelesini Allah için yapması, maddi menfaat ve şöhret ve kaygısından uzak bulunması şarttır. Tam ve kamil manada şehid olanlar ki; bunlar dünyada muâmelât; ahirette de mükâfat bakımından şehittirler. Hakiki şehitler; kefen yerine geçen kanlı elbiseleriyle gömülürler. Cesetleri yıkanmadan üzerine cenaze namazı kılınır ve defnedilirler. Şehidlik herkese peşkeş çekilecek kadar ucuz ve basit bir rütbe değildir. O Allah’ın ihlaslı kullarına ihsan buyuracağı gayet büyük bir nimettir. İnananlara göre imrenilecek en parlak ve mutlu bir sonuç olduğu gibi, ahirette de Allah tarafından lütfedilecek en yüksek bir derecedir.

Yüce Kur’an da şöyle buyrulmaktadır. “Allah yolunda öldürülmüş olanlara “ölüler” demeyin. Hayır, onlar ölü değil diridirler. Fakat siz hissetmezsiniz.(Bakara Suresi Ayet:154)

Peygamberimiz (s.a.v.) sizden biriniz karınca ısırdığı zaman ne kadar acı duyarsa, şehid olan kimselerde ölüm acısını ancak o kadar duyarlar.(Tirmizi)

Kâinatın efendisinin onlar için bir müjdesi de şöyledir: Cennete giren hiçbir kimse tekrar oradan çıkmak istemez. Yalnız şehidler böyle değildir. Onlar kendilerine gösterilen hürmet ve verilen nimetleri görünce, şehidliğin fazileti sebebiyle tekrar dünyaya dönüp on defa şehid olmayı arzu ederler.(Buhari-Cihad:6)

Hz.Ömer (r.a.) “Allah’ım! Bana, senin yolunda şehid olmak nasip eyle ve ölümümü de sevgili Resulunün beldesi olan Medine’de mukadder eyle” diyerek dua etmiş, duası da kabul olmuş ve muradına nail olmuştur. Rasulullah’ın makberinde Hz.Ebu Bekir gibi (r.a.) misafiri olmuştur.(Buhari-Hac kitabının sonunda tahric etmiştir.) Yüce Resül (s.a.v.)’in şehid yakınlarına da bir müjdesi şöyledir: Şehid; Ehl-i beytinden (âile ve akrabasından) yetmiş kişiye şefaat eder, şefaati kabul edilir.(Mişkatü’l-Mesabih, 3834.H)

Aziz okuyucularım ve şehid anne-babaları şehid olmayı göze almak demek zalimin karşısında zilleti değil, izzeti seçmek demektir. Belli ki bu mertebe herkese nasip olmuyor…

Selam, Hüda’ya tabi olanların üzerine olsun.

Muzaffer Coşkun

Bir cevap yazın