Shadow

İmamlık İş Değil Meslektir

“İmam” deyince hemen herkesin aklına yaşlı başlı sadece camide vakit namazlarını kıldıran, çocuklara Kuran-ı Kerim öğreten sessiz sedasız ama saygın insanlar gelir…

 

Tabi bazı kesimler imamlarımızı küçümseyip modern hayatın dışında saymak için inatla gayret ediyorlar fakat artık hiçbir şey eskisi gibi değil…

 

Hani şu “dindar nesiller” tartışmasında bazılarının kafalarında modern hayata hiç geçemeyecek sandıkları dini eğitim ve dini hayat endişeleri var ya…

 

Hiç korkmasınlar…

 

Artık Türkiye de İmamlar sadece camide görev yapan kişiler olarak değil toplum içinde farkındalık yaratan ve kendilerini geliştiren din adamaları olarak yer almaya başladılar…

 

Şimdi bu “İmam” muhabbeti nereden çıktı diyeceksiniz…

Pazar sabahı namaza Tophane de ki Kılıç Ali Paşa Camiine gittik…

O caminin imamı basından da tanıdığınız Selman Okumuş…

 

Selman Okumuş, henüz çok genç ve giyimi, kuşamı, konuşması, efendiliği, üslubu ve tüm bunları bir araya getirdiğinizde duruşuyla takdir ettiğim bir kişiliktir…

En çok hoşuma giden tarafı İslam dinini en güzel şekilde insanlara empoze etmeye çalışması ve daha da ötesi farklı bir model olmasıyla güzel bir örnek teşkil etmesi…

Dikkatimi çeken diğer bir tarafı ise; Medyatik bir kişiliğe sahip olduğu ve medyanın da kendisine ilgisi olduğu halde medyatik olmaktan çekinmesi…

 

Pazar sabahı camii de gördüklerimden çok etkilendim…

 

Cemaate güzel bir ortam sağlamak için ne gerekiyorsa yapılmış ve siz kendinizi güzel filmin içinde sanıyorsunuz…

Önce sohbet dinledik ve ardından ezan ile birlikte sabah namazının sünnetini kıldık. Ardından Selman Okumuş Yasin-i Şerifi okudu ve sonrasında sabah namazının farzını kıldık…

 

Çokta güzel okudu…

 

Belli ki imamlığı sadece bir iş olarak değil bir meslek olarak benimsemiş ve kendi modelini oluşturup bir farkındalık yaratmış…

Evet, bir Kişisel Gelişimci olarak şunu söyleyebilirim; Eminim ki Selman Okumuş bu modelin ötesine geçmek için gerekenleri yapacaktır.

 

Sonrasında camide Selman Okumuşun güzel sohbeti başladı….

Hani benim  “ Akıl fen ilimleriyle vicdan din ilimleriyle ilerler” sloganımdır ya…

 

Hem dünyevi hem uhrevi değerlerin empoze edildiği güzle bir sohbet oldu.

En güzel tarafı bayan cemaatin fazlalığı, ufak çocukların da orada olması, ibadetin zevkle yapılması, ibadetten alınacakların zevkle alınmasıydı…

 

Özellikle çocukların o saatte orada olması çok önemliydi…

 

Çocuklarımızı mutlaka ve mutlaka camilere vakit namazlarına götürmemiz lazım. Çocukları camilere müze niyetine götürmekten vazgeçip onları camilerde ibadete alıştırmalıyız…

Camiiler sadece erkelerin gittiği kadınların sadece Ramazan aylarında teravih namazlarında gittiği bir ibadethane olmaktan çıkmalı…

Kadınlarımız da vakit namazlarına camilere gitmeli ve yanlarında kız- erkek çocuklarını götürmeliler…

Çocukların zihninde dinleri ibadetle endeksli olarak yerleştirilmelidir… Modern ve dindar nesillerin bizim geleceğimizin teminatı olduğunu hepimiz idrak etmeliyiz…

 

Evet, bu bağlamda tüm imamlarımıza büyük görevler düşüyor. Camilerin de cemaat beklemek yerine cemaati camiye çekmek için gerekenleri yapmaları lazım…

“İmamlık” sıradan bir iş değildir gayet önemli bir “meslektir”…

Ve bu gün Selman Okumuş veya onun gibi birçok genç imamımızın yaptıklarını takdir etmek ve onların önünü açmak hepimizin görevi olmalı…

 

Ne güzel…

Dinimizi temsil eden imamların cemaatin önü açmak aklı ve vicdanlarını beslemeleri için çağın şartlarından yararlanmalarını görmek ne güzel…

 

Ne diyelim?

Allah razı olsun…

 

Bir cevap yazın