v Mutlu olmanın dört şartı:
– Çok yememek, az, öz ve vaktinde yemek,
– Az konuşmak, ölçülü konuşmak,
– Halkın kötü işlerine karışmamak,
– Geceleri ihya etmek, teheccüde kalkmak,
v İnsanın rûh sağlığının korunması için, arzuya şayan olan sosyal itiyatların en iyi şekilde, insanın kendi yaşındakilerle düşüp kalkmasıyla öğrenileceği kanâ atına varılmıştır.
v Aslında her insan, isterse kendini sevdirebilir. Amma bunun iki şartı vardır:- Kendine güvenmek,- insanları sevmek,Gerçek şu ki; biraz güler yüz ve tatlı dilli olmak lazım.
v Eline fırsat geçerse kaçırma. Hatta fırsat topal eşekle kaçıyorsa ardından atla kovalamakta tereddüt etme. Gerekirse beklemesini de bil. Eline geçen fırsatlardan istifade et.
v Mümin kişi daima Allah’ı (c.c.) zikredecek; çünkü, rûhun fıtratı, Allah’ı bilmek ve onu zikretmek ile tatmin olur. Kalplerin huzur ve mutluluğu için Allah’ı anmak şarttır.
v Hayat yarışında ellerinizi ovuşturarak oturacağınıza, yapılması gereken işi tayin ve tespit ediniz, kolları sıvayarak işe koyulunuz, Böylece başarı yoluna girmiş olursunuz.
v Şehvet ve öfke gücünü, “şer-î şerîf-in” muktezasına uygun olarak aklın emri altına almakla, onları meyyit (ölü) durumuna koymuş olan insan, tabiî olarak gerçek hayata erer.
v Hayatın ızdıraplarına karşı en büyük teselliyi insanlar, inanç da buldu. Dînî terbiye insanı; nefsine, ailesine, vatanına, milletine ve bütün aleme fenalık yapmaktan korur.
v Karı-koca birbirine hayat arkadaşım diye bakmalı. Birbirinin önemsiz kusurlarına göz yummalıdır. Birbirine bu gözle bakmayanların mutlu bir hayat sürmeleri mümkün değildir.
v Yüksek idealler ve yüce duygular aile ocağının sıcaklığında yeşerir. Ocağında mutluluk ateşi yanmayan bozuk ailelerden meydana gelen toplum üzerine medeniyet güneşi doğmaz.
v Kötülükleri iyilikle sav, görgüsüzce muamelelere aldırış etme. Herkes davranışlarıyla karakterini aksettirir. Sen müsamaha yolunu seç ve töre bilmezlere karşı âlicenâp ol.
v Allah’ın feyzine, lütûf ve inayetine mahzar olmak istiyorsan, evvela gönlündeki bütün kederleri, ümitsizlikleri temizle, lambanın içi temizlenmezse odaya tam ışık veremez.
v İlim erbabına yaraşan şey, defter ve kalemi daima yanında olması, faideli yeni bir şey işitti mi onu hemen kaydetmesidir; çünkü, ilim ekseriyetle âlimlerin ağzından alınır. “Adam unutmuş, kalem unutmamış.”
v Başkalarından daha başarılı olan adam hayatının başında gayesini tespit edip, bütün enerjisini ona yöneltmiş olan kimsedir, Başarılı bir hayatın anahtarı hedef tayinidir.
v Düşmanın garazını artırmak istemiyorsan kaşağıyı alnına çalma, dostunu muhafaza etmek istiyorsan her hatasını söyleme, teenni ile zaman zaman hatırlat ve eksiğini düzelt.
v Milletimizin fertlerinin yaratılışında mevcut olan canlılık, uzun bir süre muhafaza edilirse milletimiz genç kalacak ve her gün biraz daha terakki ederek, ilerleyecektir.
v Bir iş de acele etme, daima dikkatli hareket et. Öfkelenme sakin ol. Bil ki, even (acele eden) yol alamaz. Öfkeli muradına eremez, sabırlı ve metanetli olanlar kazanır.
v Sağ ve sevinçli kalmak için, mutlaka evleniniz; çünkü, evli erkeklerin, evli olmayanlardan daha uzun süre yaşadığı ve daha mesut ve huzurlu oldukları tespit edilmiştir.
v İnsan, huzur ve saâdeti aramakta sadık ise, kendini tanımalı, Hakk’a marifet kesp etmenin şerefli yoluna girmelidir. İnsanı ve insanlığı kurtaracak yegâne formül budur.
v Dünyada cennet huzurunu bulmak istiyorsan kimseye kötülük etme. O zaman rûh selametine erersin ki rûhu huzur içinde olan insan, yaşama mücadelesine rahatça devam eder.
v Sizler mes’ûliyet fikrine sahip olur, cemiyetinize karşı vazifelerinizi idrak eder ve onurla çalışırsanız, Allah’ın izniyle arzularınıza kavuşur, başarıya ulaşırsınız.
v Konuşmana dikkat et, insan faziletini konuşma ile gösterir. Akıl,.kendini konuşma ile meydana atar. Bu sebepten az ve öz konuş. Böylece vakarını da korumuş olursun.
v Nail olduğunuz mesleğinizin muhabbeti, hizmet için çok lüzumlu olan şevk ve heyecanın kaynağıdır. Onun için, meslek sevgisi, başarının esaslarından kabul edilmiştir.
v Hakk’ın sana karşı muamelesini ölçü kabul edip halka karşı öyle davranmalısın. O zaman halk içinde Hak’la beraber olur, dünya ve âhiret yalnızlığından kurtulursun.
v Eğer bir hâdisebeklediğimiz gibi olmamışsa, yine de itidalimizi kaybetmeme-liyiz. Zirâ, aşırı üzüntü ve surat asıklığı mümini ya isyana ya da ümitsizliğe sürükler.
v Son derece nazik ve kibar olmalıyız. Ateş sudan ne kadar uzaksa kabalık da bizlerden o nispette uzak olmalıdır. Zira nezaket, müminin hem şiârı, hem de silahıdır.
v Bilgili yaşlıların görgüsünden ve bilgisinden faydalanmalıdır. Bilmedikleri-nizi ancak bilginlerden öğrenebilirsiniz. Akıllı insanların sohbeti sizi olgunlaştırır.
v İnsanın dünyada şerefiyle yaşaması için en kısa ve en emin yol, olduğu gibi görünmesidir. Onun için Mevlana: “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.” demiş.
v Allah’a ve Peygamberine içten bağlılık, sarsılmaz bir imanın, azimli, sebatlı ve ciddi bir çalışmanın her türlü başarının sırrı olduğunu hep hatırda tutmalıyız.
v Nefsini terbiye et, kendini sıkı tut, her istediğini yapma; sonra helak olursun. Zira nefsin istekleri hayvanîdir. Rahmanî değildir. Sen rûh ve akla tabî ol.
v Cenab-ı Hak insana birçok istidat ve kabiliyetler vermiştir. Bu istidat ve kabiliyetler ancak faaliyetlerle gelişir ve kendisinden istifade edilir hale gelir.
v Dünya elde edilmeden, âhiret elde edilemez. Âhiretin yolu dünyadan geçer. Dünyanın da kıymetini bilmeli, âhiretin kazanç yeri olduğunu hep hatırda tutmalıyız.
v Verimli çalışmayı, sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de “Eh bugün şu kadar çalıştım, yeter” deme. Çalışmanın neticesine, ve ne kadar öğrendiğine bak.
v Başarılı insan, hiçbir şey yapmamayı, yalnız zevk almayı en değerli gaye bilen tembel bir şahıs değil, hayatta bir şey yapmaktan derin haz duyan bir kişidir.
v Bir kişinin hayatta muvaffak olmasının ilk şartı aile hayatı düzenli ve ailesine hakim olmakla başlar. Aileyi güzel idare eden bir devleti de idare edebilir.
v Millî ve dinî, rûhî ve bedenî, maddî ve manevî, ferdî ve içtimaî, dünyevî ve uhrevî kurtuluşumuz İslâm’dadır. Bu da; imanlı, ibadetli, ahlaklı olmakla olur.
v Cenab-ı Hak beyni kişinin düşünmesi için yaratmıştır. Düşünme beşerin yolunu ve yönünü tayin eder. Onun için dinimiz İslam, tefekküre büyük önem vermiştir.
v Muvaffak olmadığı için, mahzun olup yeğse düşen muvaffak olamaz. İnsan başarısızlığa uğraya uğraya başarıya kavuşur. Kişi yenile yenile yenmesini öğrenir.
v Konuş, danış, sor, ama herkesin dediğine kanma; içlerinden birini tercih et ve kalbin neden hoşnutsa onu yap, etrafın her sesine uyanlar çabuk bozulurlar.
v Vakit keskin bir kılıçtır, yarına fırsat verip vermeyeceği belli değil, onun için mühim işlerini bugün görmek, diğer işlerde yarına tedbir almak lazımdır.
v Her öğrenilen şey, unutulmaya mahkûmdur. Unutmamak için tekrar etmek ve bir de yazmak gerekir; çünkü ilim av gibi kaçar, zaptetmek için kaydetmek gerekir. Büyükler: “Söz uçar, yazı kalır” demişlerdir.
v Mihnet ve meşakkatlere tahammül göstermek, geçim işleri için yegâne sermayedir. Hamal bile, ne kadar çok ve ağır yük taşırsa, o kadar fazla para kazanır.
v Hakkı söyleyecekseniz, onu süslemeye hacet yoktur; çünkü cilâ, ancak yalan içindir. Ama, “yalanla iman bir arada durmaz.” Yalandan son derece sakınınız.
v Kötülüğü sevme! Yapsan bile sevme, sevmeden ve istemeden kötülüğe düşen, bir gün o kötülükten çıkar. Severek işleyen ise kolay kolay kendini kurtaramaz.
v Evdeki saâdet, iş hayatındaki nezaketten daha mühimdir. Dışarıdaki insanlara gösterdiğimiz nezaketin yarısını evde gösterir isek, aile huzurumuz artar.
v Bir milleti yok etmek için askeri istilaya lüzum kalmadan şu üç şeyi uygulamak kafidir :
Tarihini unutturmak, dilini bozdurmak, dininden soğutmaktır.
v Sevmediklerinizin bile sevilecek bir tarafını bulmalısınız. Aksi halde dünya, birbirine düşman olan insanlar için tahammül edi1emez bir cehennem olur.
v Korkak olan kimseyi görüşüne asla ortak etme, o işin hüküm ve kuvvetini zayıflatır. Ve büyük olmayan şeyi gözünde büyülterek seni ümitsizliğe götürür.
v Hizmet için konfor aramak, müsait zaman ve zemin beklemek mânâsızdır. İçinde bulunduğumuz zaman ve zemini azamî derecede değerlendirmesini bilmeliyiz.
v Hüsn-ü muâmele, her işte herkese güler yüzle kolaylık göstermektir. Bununla cemiyet ne kazanır? İnsanın birbirini sevmesi, önce iyi davranışla başlar.
v Sen fazilet sahibi ol, cihan sana düşman olsun. Emr-ü ferman senindir, kimse kılına dokunamaz. Faziletini yitirirsen en küçük mahluk dahi seni yener.
v Dost ve arkadaşlarını aziz tutup onlara ikramda bulunan kimse, düşmanlarına karşı bir sürü müdafaacı ve kendine arka çıkacak kimseler kazanmış olur.
v İçinize kapanık olmayınız, herkesten şüphe etmeyiniz, kimseye kötülük yapmayı düşünmeyiniz, böylece içiniz rahat olur iç huzuruna kavuşmuş olursunuz.
v Herkese darılma, cahil olsun, alim olsun, herkesin bir kusuru bulunur. Eğer herkese darılacak olursan, konuşacak kimse bulamazsın yalnız kalırsın.
v Kim fazla seviyorsa o Allah’ a yaklaşır. Öyle ise Allah’ı bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün fikrinle seveceksin, işte saadetin anahtarı budur.
v İlim öğrenmekten geri kalma; çünkü ilim zekaya ışık tutar. Bir işi başarabilmen için bilgi ve zeka malzemene gayret cevherini de eklemen lazımdır.
v Himmet ve kastını daima yüksek tut, himmet ve kasdı yüksek olan kimsenin kadr-ü kıymeti büyük olur. İdealsiz kimsenin saman çöpünden farkı yoktur.
v Bildiklerini başkalarına da öğret, çünkü sahip olduğun bilginin değeri ancak bilgili insanların artması nispetinde takdir edilir ve değer bulur.
v İlim tahsilinde gecelerin ehemmiyeti büyüktür, geceleri ders çalışanlar en çok muvaffak olan kimselerdir. Gece çalışanın gündüz kalbi rahat eder.
v Çevreye karşı uyanık olmadan hayatta muvaffak olamayız. Mertlikten ayrılmadan, muhtemel zararlara karşı koyabilecek bir vaziyet almamız gerekir.
v Bir topluluğun mutluluk ve huzuru, ancak o topluluğu oluşturan fertlerin manevî hastalıklardan kurtularak ulvî hasletlerle bezenmesine bağlıdır.
v Her işte başarı ve zafer, Yaradan’ a hizmetle mümkündür. Yaratılmış a hizmet eden ve zaferi onun yanında arayan, sonunda zafer bulamayacaktır.
v Allah’ı sever, onun emirlerine göre hareket ederseniz, işleriniz mutlaka yoluna girer. Böylece Allah, kulunun en iyi yâri ve yardımcısı olur.
v Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma. Yarının başarısına zemin hazırlamış olursun.
v Allah rızasını kazanmak gayesi ile insanlara iyilik yaparak onların sevgisini almak için uğraşan kimseye, hem Allah hem de insanlar dost olur.
v Gönül bahçesinden bin türlü hayâl ırmakları akar. Gönül bahçesini bilgi ırmakları ile sularsan, meyvesinden her iki cihanda istifade edersin.
v Sen dostlarının gönlünü ne kadar memnun edersen, düşmanlarının kalpleri de birbirinden o kadar uzaklaşır. Adeta birbirlerine düşman olurlar.
v İyi insanları kötülerden ayırt etmek gayet kolaydır. Gülümseyince yüzü güzelleşen adam iyi, gülümseyince çirkinleşen ise kötü bir kimsedir.
v Çalışma ve gayretle, güç bir iş kolay; kayıtsızlık ve ihmalle de kolay olan bir iş zor ve ağır olur. Sen birinci olanı seç,azimli kişi ol.
v Çok yavaş giden yol alamaz, normal yürüyen hedefine kavuşur. Tembellikten ve hırstan kurtulan muvaffak olup, yeni yeni beceriler elde eder.
v En değerli görüş, akla ve kalbe doğduktan sonra üzerinde çeşitli inceleme ve yorumlar yapılarak şüpheden uzak bir bilgi ile kuvvetlenendir.
v Çalışan, kendine güvenen, kazanır ve başarır. Gideceğiniz yolu seçiniz ve hedefinizi tespit ediniz, kimse sizi bu yoldan çeviremeyecektir.
v Sevmesini bilenler hiç bir zaman ihtiyarlamazlar. İhtiyarlıktan dolayı ölebilirler, fakat genç ölmüş sayılırlar. “Nerede sevgi orda Allah”
v Kulluğun ileri derecesi, kayıtsız şartsız Allah’a teslimiyettir. Allah’a teslim olmak ise, bahtiyarlığa kavuşmaktır, teslim olan kurtulur.
v Çocuklarımızdan aldığımız zevk; onları sağlıklı, başarılı ve erdemli kişiler olarak yetiştirebildiğimiz oranda artar ve bizi mutlu kılar.
v Bir gönülde, azim, cesaret, feragat ve sağlam bir imanın yerleşmesi, ancak İslâm dinine ve onun sarsılmaz esaslarına uymakla mümkün olur.
v Hayat mücadelesinde hedefinizi seçiniz, yolunuzu tayin ediniz ve ona göre yola çıkınız. Olduğu yerde bekleyenler hiç bir yere varamazlar.
v Kur’an da emrolunan şeyi yapmaya, nehy olunan şeyden kaçmaya sıdk ile gayret et. Senin her hareketine göre düzenlenmiştir Hakkın kelâmı.
v Sana bir dilek için gelen zavallıları hor görme. Hiç değeri olmayan sıfır bile, bir rakamın sağına kondu mu onu, on misli kıymetlendirir.
v Sen hemen Allah’ın yoluna gir. Bütün kalbinle ona bağlan, göreceksin ki, Allah senin işini rast getirecek, gönlünün muradını verecektir.
v Sevinçle ızdırap (zorluklar), karanlık ve aydınlık gibi arka arkaya gelir. Ümitsiz olma! Zaten hayat böyledir, bir sıkıntı bir ferah. Gece ile gündüz gibi.
v Âlimleri sevmek, onlara tabi olmak, Allah ve Resûlüne tâbi olmak demektir. İşte onlar, din yolunun nûrlu ve nûrlandırıcı kandilleridir.