Shadow

En Verimli Çağımız “GENÇLİK”

En Verimli Çağımız “GENÇLİK”

 

Sevgili okuyucularım bu haftaki yazımızda hayatımızın en verimli çağını, kuş gibi hemen uçup giden gençlik dönemini işlemeyi gaye edindim. Allah’ın (C.C.) lutfuyla insanoğlu dünyaya gelir. 1 yaşından 80-90 yaşına kadar yaşar tabii ki herkes değil, kader çizgisi, alın yazısı ile doğar, yaşar ve ölür, ahirette yeniden dirilir. Hani derler ya her yazı okunur, okunmayan bir yazı vardır oda alın yazısıdır.

 

Kaderi, büyüklerimiz şöyle de tarif ediyorlar: “Beyaz bir sayfaya beyaz bir kalemle yazı yazsak; okunur mu ? Asla… Buna aynı zamanda, Allah’ımızın meleklere her birimiz için çizdirdiği hayat projesi diyoruz.

 

Dünyaya gelen insanın hayat merhaleleri vardır. 

  1. Çocukluk dönemi, 0-15 yaş arası yani buluğ çağına kadar ki zamanı (15 yıl)
  2. Gençlik dönemi, 15-25 yaş arası, en hareketli çağı. Hayatın fırtınalı zamanı esas ahretin o dönemde kazanıldığı çağ (10 Yıl)
  3. Olgunlaşma-Kemale erme çağı, 25-40 yaş arası, buna 2.buluğa erme dönemi deniyor. (15 yıl) 

I.Buluğ çağı 0-15 yaş arası fizyonomi itibariyle gelişme,

II.Buluğ çağı ise ruhen-aklen inkişaf etme dönemi deniyor.

 

Kırk yaş çok önemli çünkü Peygamber Efendimize (S.A.V.) bu yaşta peygamberlik verildi. Kırk yaşına gelen kardeşlerimize sen artık peygamberlik yaşına erdin, biraz kendini toparla diyoruz.

 

Seneler önce bir ahlak kitabında okumuştum: “Bir kişi ki yaşı kırka gelip hayrı şerrinden çok olmayan kimse, kendisini cehenneme hazırlasın” deniyordu.

 

İşte bu dönem, yani kırk yaş civarı, insanın olaylara daha geniş açıdan bakması, sıkıntılarına göğüs germesi, sabrının metanetinin artması, iradesinin kuvvetlenmesi, hayrı-şerri seçme hususunda daha dikkatli olması ve fikirlerinin-ufkunun geliştirdiği dönemdir.

 

4. Kemalât dönemi, 40-60 yaş arası, kişinin 40 yaşına kadar ektiklerini biçme zamanıdır. Kazandığı paralarla eser bırakma, talebe yetiştirme evlatlarının-torunlarının mürüvvetlerini

Görme Allah’ın (C.C.) rızasını kazanma, halini şükretme, mutmain bir vaziyette işte bu mevsimde (Allah-o kuluna-şöyle der) Ey huzur içinde olan (insan) nefis! Sen ondan razı, oda senden razı olarak Rabbine dön.(İyi) kullarım arasına gir. Cennetime gir.(Fecr Sûresi-Ayet:27, 28,29,30)

 

Evet hizmet bırakma çağı. Bilgeler ne güzel söylemiş:” Adam oldur ki bıraka geride bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser”, “At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır”, “Merkep ölür semeri kalır, insan ölür (keseri) eseri kalır.”

 

Hz.Ali (R.A) hazretleri de: “Öldükten sonra yaşamak isterseniz ölmez bir eser bırakınız” der.

 

Hani derler ya insanın iki ömrü vardır. Birisi yaşayacağı belli yaş, ikincisi ölmeyeceği, eserleriyle [Kitap, talebe, hayırlı evlat-torun, Sadaka-i Cariye dediğimiz (Cami, Çeşme, Yol, Hastane, Yurt ve benzeri) eserleriyle] kıyamete kadar yaşadığı uzun ömür. .Allah böyle ömür ile yaşayanlardan eylesin bizleri, amin.

 

5. 60-70-80-90 yaşlar arası, zaten 90 sene yaşayan pek az kişi görürsünüz. Bundan 20 yıl önce 500 kişilik bir cemaate hitap ediyordum. Seksen yaşında bir kişi var mı aramızda diye sormuştum mevzuun gelişine göre, kimse çıkmamıştı.

 

Aziz okuyucularım bu döneme ihtiyarlık çağı diyoruz. Mü’min bu dönemde ibadetini, hayrını-hasenatını, zikrini, fikrini (tefekkürünü) dünyaya nerden geldim, niçin geldim, nereye gideceğim, düşüncelerinin muhasebesini yapar.

 

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) şu hadisini, rahmetli meşhur hattat Hamit Aytaç’ın baş talebelerinden hemşehrim Hattat Hasan Çelebi Hoca Efendiyi kırk sene evvelki ziyaretimde şu hadisi elden yazıp hediye etmişti. [Hasibu en-füseküm kable en tuhasebu] “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” hadisin devamını Hollanda’nın Lahey kentinde havrayı camiye çeviren ordaki kardeşlerimiz “Mescid-i Aksa, ismini verdikleri Camide bir meslektaşım hoca efendiden 27 yıl evvel dinlemiştim. “Amelleriniz tartılmadan önce kendiniz amellerinizi tartınız” buyuruluyor. Başka bir kaynakta (Mûtû kable en temûtû) “Ölmeden önce ölünüz.” Herhalde gençlik çağından itibaren âhirete hazırlanmamız işaret olunuyor.

 

Allah’tan dileğimiz bizi bu şuura erdirmesi.

 

Sevgili gençler; hele şu hikmetlere bir kulak verin:

 

Beş şey var ki hemen geçicidir, bunlardan biride gençliktir, hemen uçup gider.

 

Büyükler:       “Gençlik tutulmaz elle, geçirme boş emelle.”

“Gençlerin aynada göremediğini, ihtiyarlar tuğla parçasında görürler.”

                   “Gençlerin enerjisiyle yaşlıların tecrübesini bir tekneye koyup yoğursanız, güzel bir hamur, hamurdan güzel bir ekmek yaparsınız.”

 

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Arşın gölgesinde gölgelenecek yedi sınıf insanı zikrederken, bunlardan birinin hayatını imanla, ibadetle, ahlakla geçiren genç olduğuna işaret etmiştir.”

 

Bilginler 25 yaşına kadar evlenmeyenin (evlenme çağı:20-30 yaş arasıdır) 45 yaşına kadar zengin olmayanın vay haline demişlerdir.

 

Hz.Ali (R.A.) hazretlerini, iki şeyin elden gitmeden, değerini anlamak zordur. Biri sağlık, diğeri de gençliktir.

 

Atalarımız:     Gençlikte taşırsın taşı, ihtiyarlıkta yersin tatlı aşı.

                   Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.

                   Gençlikte ölüm, ihtiyarlıkta yoksulluk güçtür.

                   Gençlikten ihtiyarlığa sağlık saklamalı.

                   Gençliğin kıymeti bilinse, ihtiyarlığın şikayeti azalır.

                   Genci gence verde, rızkını Allah verir.

 

Aziz okuyucularım yazımızı rahmetli Prof.Dr.Ali Fuat Başgil’in şu sözü ile noktalayalım:

“Gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir.”

Allah’ın selamı üzerine olsun.

Bir cevap yazın