Shadow

Abdülkadir Coşkun ve Rehberlerin Hayatı

Abdülkadir Coşkun ve Rehberlerin Hayatı

‘Evlendiğimizden beri fatura yatırmadı’

Abdülkadir Coşkun, el-Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 1997’den beri turist rehberliğiyle  meşgul. Serbest rehber olan Coşkun, genelde İspatur bünyesinde çalışıyor. Abdülkadir Bey’in rehberliğe uzanan hayatı bir hayli ilginç. “Mısır’da okurken hedefim hoca ya da müftü olmaktı.” diyen Coşkun, Türk Konsolosluğu’nun kendileriyle irtibata geçmesi ile rehberliğe adım atmış. Şöyle anlatıyor o günleri: “Ezher’de okurken 3. sınıfta konsoloslukla bağlantı kurduk. Türkiye’den gelen işadamlarını gezdirdik. Meslek olarak değil ek iş olarak düşünüyordum. 28 Şubat’ta denklik problem olunca rehberliğe döndük. Ek iş, asıl işim oldu.” Coşkun, Arapça kokartlı bir rehber. Gruplara, Mısır, Suudi Arabistan, Katar  ve savaş öncesi de Suriye’yi gezdiriyormuş. Türkiye’de ise ağırlıklı olarak İstanbul ve Bursa’yı ziyaret etmişler.

1994’te eşi Ayşe Hanım’la evlenen Coşkun, evliliğinin ilk senelerinde hac ve umre rehberliği yapmış. Ayşe Hanım da çocuklarla yalnız kalmaktan dertli. “Eve 1–2 gibi geliyor, sabah 4-5’te tekrar tura çıkıyor.” diye anlatıyor durumu. Eşi dostu ziyarete Ayşe Hanım gidiyormuş çocuklarla birlikte. Erkeğin yapacakları işi dahi Ayşe Hanım yapıyormuş. Dinleyelim kendisini: “Market, banka işlerini ben hallediyorum. Mesela eşim hiç fatura yatırmamıştır. 17 senedir evliyiz. Çok ameliyatlar geçirdik, hastanelerde olduk, ama Kadir Bey hep ziyaretçi sıfatındaydı.” Abdülkadir Bey, ailesini ‘ödül’ olarak her sene umreye götürüyormuş.

Coşkun, geçtiğimiz bir haftadır hiçbir akşam yemeğine katılamamış, keza çocuklarının veli toplantısına da… Ayşe Hanım, “Abdülkadir Bey’in kaçırdığı değil, katıldığı bir şey var mı?’ diye sormalısınız bence.” diyerek araya giriyor. Evde güzel vakit geçirmek için sinema sistemi aldıklarını anlatıyor. Ayşe Hanım söylüyor sonucu: “Bir kez bile oturup; film seyredemedik. Değil filmi Hasbahçe’ye herkes hafta sonu pikniğe geliyor. Hemen evimizin yanı… Ama biz sadece bir kere inebildik.”

Abdülkadir Bey, akraba ve dostlarının ne düğününe ne cenazesine katılabiliyormuş. Başından geçen bir hatırayı ise şöyle anlatıyor: “Babamın hacı arkadaşı vardı. Çok samimiydik, aile dostumuzdu. Vefat haberini aldım, tur esnasında. Grubu Sultanahmet’te bıraktım gezmeleri için. Hızlıca taksiye atladım hemen. Son sürat gittik, cenazeye ucu ucuna yetiştim.”

Abdülkadir Coşkun, sosyal çevrelerinin olmadığından şikâyetçi. Bayramlarda anne ve babasını ziyarete birinci günün gecesi gidebildiklerini söylüyor ve ekliyor: “Eşim, anlayışlı olmasa bu işi yapamazdım. İşimiz, hayatımız. Bu kadar yoğunluğa rağmen rehberliği seviyorum.”

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/aktuel/rehberlerin-yolu-bir-tek-evlerine-dusmuyor/2034358.html

Bir cevap yazın