Shadow

İbretli Hikayeler

Önce Büyük Taşlar

İbretli Hikayeler
     Bir gün üniversitede işletme okuyan bir grup öğrenci, zaman yönetimi uzmanı hocalarından ummadıkları bir ders aldılar. Hocaları, karşısında yarım daire halinde oturan öğrenci grubuna “Evet! Şimdi ders zamanı!” diye seslendi ve masanın ağzından genişçe ağızlı bir küp çıkardı. Küpün içine, yine masanın altından çıkardığı yumruk biçimindeki taşları dikkatli bir biçimde koymaya başladı.       Küp ağzına kadar dolup da daha fazla taş alamayınca “Küp doldu mu?” diye sordu.        Sınıftaki herkes birlikte bağırdı: “Evet!”       “Öyle mi?” diye karşılık verdi zaman yönetimi uzmanı. Masanın altından bir kova çakıl taşı çıkardı. Küpü önce sallayıp daha sonra içine çakıl taşlarını koydu. Küpü tekrar salladı. Böylece küçük taşlar büyük taşların arasında kendilerine yer buldular. Ve aynı soruyu b...

Ya Sonra

İbretli Hikayeler
       Alanında başarı ve şöhreti yakalamış zengin bir yatırımcı küçük bire sahil kasabasında tatil yapıyordu. Bir gün kıyıda gezerken küçük bir balıkçı kayığına gözü takıldı. Kayık kıyıya yanaştı, içindeki balıkçı karaya atladı. Kayığın içinde birkaç tane büyük sarı ton balığı vardı.        “Balıkların çok kaliteli ve güzel” dedi balıkçıya, “Seni tebrik ederim.”        “Teşekkür ederim” diye karşılık verdi balıkçı.       “Bu balıkları tutman ne kadar zamanının aldı?”       “Fazla değil, bir iki saat.”       “Peki neden birkaç saat daha kalıp daha fazla balık tutmadın?”       “Yakaladığım balıklar bu gün ki rızkımızı yetiyor.”        “Peki ama geriye kalan vakitlerde neler yapıyorsun?”       “Çocuklarımla oynar, öğle uykusuna yatar, evimin bahçesinde çalışır ve arkadaşlarımla oturur sohbet...

Vadinin En Zengini

İbretli Hikayeler
     Bir zamanlar uzak ülkelerin birisinde, verimli toprakların bulunduğu bir vadide Şeka adında kibirli bir adam yaşardı. Uçsuz bucaksız topraklarında at sırtımda gezip sahip olduklarıyla gururlanmayı marifet bilirdi bu adam.        Bir gün yine atıyla gezerken Şakir adında ortakçı bir köylüyle karşılaştı. Şakir, büyük bir söğüt ağacının altında öğle yemeğini bitirdi, elleri havada dua ediyordu. Şeka yanına kadar geldiyse de Şakir onu görmedi. Sonunda kafasını kaldırdı ve “Özür dilerim efendim. Geldiğinizi fark etmedim” dedi. “Verdiği nimetler için Rabbime şükrediyordum da.”       “Hah!” diye homurdandı Şeka, Şakir’in sofrasındaki yenmemiş yarım ekmeği ve peynirleri görünce:        “Bunlar benim yemeğim olsaydı şükür falan etmezdim!”       “Benim karnımı doyurmaya yettiler ama” diye cevap...

Başka Dua Bilmez misin?

İbretli Hikayeler
Bir şahıs, Harem-i Şerîfin kapısında, Ey doğrulara yardım eden, haramlardan kaçınanları koruyan Allâhım!.. diyerek hep aynı duâyı okuyordu. Ona, Sen başka duâ bilmez misin? dediler. O şöyle açıkladı, bu duâyı tekrar etme sebebini: Ben Beyt-i Şerîfi tavâf ederken ayağıma takılan bir şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese. Şeytanımla îmânım mücâdeleye tutuştular. Bin altın çok para, senin bütün ihtiyaçlarını karşılar dedi şeytanım. Îmânım ise, Bu haramdır, boşuna saklama; sahibini bul, teslim et! dedi. Ben böyle mücâdele içinde iken, birinin sesi duyuldu: Burada, içinde bin altınım bulunan kesem kaybolmuştur. Kim buldu ise getirsin, ona otuz altın müjde vereyim! Bin haramdan otuz helâl hayırlıdır, diyerek keseyi sahibine teslim ettim. O da bana otuz altın verd...

Çocuk Gözüyle Bakış

İbretli Hikayeler
Babası İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkûmdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü. Ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkûmlara verilmesi yasaktı.Bu sebeple kâğıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı...Çok üzülmüştü küçük kız... Babasına söyledi bunu, o da "Üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?"dedi. Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü.Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu:"Hmmm! Ne güzel bir ağaç bu!...

Çoluk Çocuğu Aç Kalan İşçi İle Dilenci

İbretli Hikayeler
      Fakir bir işçi, bir gün işinden çıkartılır. Bunun üzerine başka da hiçbir gelir kaynağı olmadığı için çoluk-çocuğu arka arkaya üç gün aç ve susuz  kalır. Adam iş bulmak üzere nereye baş vurduysa "İşimiz yok" cevabı ile kapılar yüzüne kapanmaktadır. Üst üste üç gün midelerine hiçbir gıda girmeyen yavruların dinmeyen ağlayışları annenin yüreğini parçalayacak dereceye gelir. Çaresizlikler içinde durumu kocasına açar: "Bey, görmüyor musun? Açlıktan yavrularımızın yüzleri sarardı ve bağırsakları eridi. Hadi biz neyse dayanırız, ama onlar bu kadarına tahammül edemezler; bu sefaletimizin sonu ne olacak; bir şey düşünmüyor musun?" dedi.    Adam düşünceden önce eğilmiş başını eşinin yüzüne doğru kaldırarak ona der ki; "Karıcığım, günlerdir başvurmadığım kapı kalmadı. Piyasaya göre en düşük üc...

İçeriye Alınmak

İbretli Hikayeler
Efendim, cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför, geriye dönüp patronundan izin ister: - Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der. Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir. Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler. Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına abanarak ta içeriye bakar ki, şoför ellerini açmış duaya devam ediyor. Camı tıklatarak seslenir: - Herkes çıktı ne duruyorsun, sen de çıksana! Cevap ibretli: - Bırakmıyor! - Kim bırakmıyor? - Seni içeriye bırakmayan!.. Bir düşünce alır patronu. - Seni içeriye bırakmayan!.. Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir: - İşte, der beni de b...

Gerçek Sevgi

İbretli Hikayeler
Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü  edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" Bakın göstereyim  demiş, Ermiş.  Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine.  Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş  kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.  "Ermiş bu kaşıkların  ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.  Peki  demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun  geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.  En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofrada. Bunun üzerine şimdi demiş Ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.  Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı ...

Keskin Balta

İbretli Hikayeler
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş. İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar. Sonuç :İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş. Birinci adam öfkelenmiş :Bu nasıl olabilir ? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne ? İkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş : Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben ara...

Servetiniz İki Bardak Su

İbretli Hikayeler
Çok eski zamanda, bir hükümdar varmış. Zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş.Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.  Hükümdarın yaşamda en çok güvendiği, tek akıl hocası bir bilge kişiymiş.  Günlerden bir gün bu bilge kişiyle otururken hükümdar şöyle bir soru sormuş: "Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar, ister hükümdar denli güçlü, ister savaşçılar denli onurlu olsun ayağına kapanır ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, "Benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"  Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerine bakarak şu sözleri söylemiş: "Diyelim ki hükümdarım, kızgın ve uçsuz bir çöldesiniz. Ölmemek iç...