Shadow

Şiirler

Arıyorum

Şiirler
Arıyorum Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum.Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?Bir ferman yayımlamıştı; Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydandaTürkçeden başka dil konuşulmaya diye,Hatırlayanınız var mı? Dolanın yurdun dört bir yanını,Çarşıyı, pazarı köyü, şehriFermana uyanınız var mı? Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı? Tanıtımın demo, sunucunun spiker,Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey,Hanımağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı? Dükkânın store, bakkalın market, torbasının poşet,Mağazanın süper, hiper, gros market,Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı? İlân tahtasının billboard, sayı tabelâsının skorboard,Bilgi alışının birifing, bildirge...

Sen

Şiirler
Sensen esirliğim ve hürriyetimsin,  çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,  sen memleketimsin.  Sen ela gözlerinde yeşil hareler,  sen büyük, güzel ve muzaffer  ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...Nazım Hikmet Ran 

Sakarya Türküsü

Şiirler
Sakarya Türküsüİnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! .. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsan...

Yalancı Dünyâya Aldanma Yâ Hû

Şiirler
Yalancı Dünyâya Aldanma Yâ Hû  Yalancı dünyâya aldanma yâ hû,Bu dernek dağılır dîvân eğlenmez.İki kapılı bir virânedir bu,Bunda konan göçer, konuk eğlenmez.Bakma bunun karasına ağına,Gönül verme bostanına bağına,Benzer hemân çocuk oyuncağına,Burda aklı olan insan eğlenmez.Vârını îsâr et Mevlâ yoluna,Bunda ne eylersen anda buluna,Bir gün sefer düşer berzah iline,Otağı kalkacak Sultan eğlenmez.Sen ey gâfil ne sandın rûzigârı,Durur mu anladın leyl-ü-nehârı,Yükün yeynildigör evvelden bârı,Yoksa yolcu gider kervan eğlenmez.Doğrusuna gidegör bu yollarınGeçegör sarpını yüce bellerin,Dünyâ zindânıdır mümin kulların,Zindanda olan kul kolay eğlenmez.Ömür tamam olup defter dürülür,Sırat köprüsü ve mîzân kurulur,Hakkın dergâhında elbet durulur,Buyruğu tutulur fermân eğlenmez.Hüdâyî n´oldu bu kadar pey...

Şiirlerle Nasihatler

Şiirler
Şiirlerle NasihatlerTövbekâr ol gönül, tarikten çıkmaNamertten şefaat şifadar olmaz.İyilik eyle, sakın bir gönül yıkmaGörüşme kötüyle, onda ar olmaz.Dinleme dünyanın kıyl u kâliniDüşürme üstüne el vebaliniGözetle kâmilin bir kemaliniZira böyle kişi bahtiyar olmazNamertler içinden hicret et, durmaYapacağın hayrı kimseye sormaKişizadelikle kendini kurmaMezar taşı ile iftihar olmaz.Hissemend ol kâmillerin sözündenBaşka yoktur kazan, özü özündenEvlat düşse atasının gözündenHüdâ razı olup berhudar olmaz.Münafıkın yeri her dem nâr ikenDüşman olsa korkma, Mevlâ var ikenBir adamın ezel vakti var ikenSonu yoksul olsa gözü dar olmaz.Yoksulluk dediğin ömrü sökerKatranı kaynatsan olur mu şeker?Cinsi bozuk adam cinsine çekerAslı karademir gevherdar olmaz.Laf edip alemle varın söylemeİşin uygun diye kâr...

Faydası Olmayan Bahardan Yazdan

Şiirler
Faydası Olmayan Bahardan YazdanFaydası olmayan bahardan yazdanYüce dağ başının kışı makbuldürCahilin ettiği sohbetten sözdenAlimin hayali düşü makbuldürLokma yeme muhannetin elindenKurtulaman sonra acı dilindenNamertlerin kaymağından balındanMerdin kuru yavan aşı makbuldürHüdai konuşur bir ince dildenHal ehli olmayan bilir mi haldenBilgisiz görgüsüz duygusuz kuldanÖlülerin mezar taşı makbuldürHüdai

Aşk, Maşuk, Aşık

Şiirler
AŞK !!!!!!!!Sarp kayaların dehlizinde saklı, tılsımlı define gibidir.Ele geçirilmesi bir hayli zordur.Sabır ve meşakkat ister.Ele geçen definenin muhafazası iseO defineyi bulmaktan daha zordurSadakat ve istikamet ister...MAŞUK !!!Kaf dağının ardındaki Zümrüd-ü Anka kuşu gibidir.Pek nazlıdır, hiç ihmale gelmez.Teslimiyet ve muhabbet ister...ÂŞIK !!!Âşığın durumu ise çok farklıdır.Ne cehennem ister ne cennet.Ne saltanat ister ne servet.Sevildiğini bilmek yeter ona.Buna da diyet isterEn mühimi de, koca bir yürek ister....Şair: S. TACEDDİN EROL

Ölünün Odası

Şiirler
Ölünün OdasıBir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.Sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi;Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü;Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.Bezin üstünde, ayak parmaklarının izi;Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana.Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm...Necip Fazıl KISAKÜREK

Çanakkale Zaferi ve Sultan Reşad’ın Gazeli

Şiirler
ÇANAKKALE ZAFERİ VE SULTAN REŞAD’IN GAZELİ:   I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti; Almanya, Avusturya ve Macaristan’la birlikte savaşa girmişti. Bunun üzerine İngilizlerle Fransızlar, Boğazları geçip Ruslara yardım etmek ve Batı cephesindeki Alman baskısını azaltmak için Çanakkale’den sonra İstanbul’u ele geçirmek istediler. Fakat o günün en güçlü donanmasıyla desteklenmiş ordusu bunu başaramadı. Bütün dünyayı hayrete düşüren ve düşmanlarımızın rezil olmuş bir şekilde geldikleri gibi geri gitmelerine yol açan o muhteşem Çanakkale zaferinden sonra Sultan V. Mehmed Reşad (1884-1918), bir şükür nişanesi olarak bu gazeli yazar. Beş beyitten oluşan bu gazel devrin hemen bütün gazete ve mecmualarında yayınlanır.   MANZÛME-İ GARRÂ-İ HAZRET-İ HİLÂFET-PENÂHÎ   Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü ber...

Kaldırımlar

Şiirler
KaldırımlarSokaktayım kimsesiz bir sokak ortasındaYürüyorum ardıma bakmadan yürüyorumYolumun karanlığa saplanan noktasındaSanki beni bekleyen bir hayal görüyorumKara gökler kül rengi bulutlarla kapanıkEvlerin bacasını kolluyor yıldırımlarİn cin uykuda yalnız iki yoldaş uyanıkBiri benim biri de serseri kaldırımlarİçimde damla damla bir korku birikiyorSanıyorum her sokak başını kesmiş devlerÜstüme camlarını hep simsiyah dikiyorGözüne mil çekilmiş bir ama gibi evlerKaldırımlar çilekeş yalnızların annesiKaldırımlar içimde yaşamış bir insandırKaldırımlar duyulur ses kesilince sesiKaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandırBana düşmez can vermek yumuşak bir kucaktaBen bu kaldırımların emzirdiği çocuğumAman sabah olmasın bu karanlık sokaktaBu karanlık sokakta bitmesin yolculuğumBen gideyim yol gitsi...