Shadow

İbretli Hikayeler

Zenginin Çorabı

İbretli Hikayeler
      Çok zengin bir adamcağız, ölümünün yaklaştığını hissedince, oğlunu yanına çağırmış.        Evvelâ en mühim vasiyetini bildirmiş. Demiş ki :        “Beni mezara çoraplarımla gömün.”        Anlamamakla berâber kabul etmiş oğlu. Adam bir de mektup tutuşturmuş oğlunun eline.        “Ölümümden sonra, ilk başın sıkıştığında bu mektubu açarsın” demiş sonra.        Ona da “Peki” demiş çocukcağız.       Neyse hak vâkî olmuş, adam rûhunu teslim etmiş. Eş dost toplanıp ağıt yakarken, oğlanı almış bir düşünce. “Ben şimdi bu adamı çoraplarıyla nasıl gömerim” diye. Bir hoca bulup sormuş acele tarafından. Ama müspet cevap alamamış. “Olmaz” demiş hoca,        “Dinimizce uygun değil böyle bir şey.” Başka hocaya sormuş, o da “Olmaz” demiş. Çocuk çâresiz, ölüyü de artık bekletmeden gömmek lâzım. Aklına...

Dilenci Kim

İbretli Hikayeler
      Saltanatının sınırları geniş diyarlara uzanan bir hükümdardı. Kibrinin ve gururunun ise sınırı yoktu. Elinden gelse bütün dünyayı eline geçirmek ve mülküne dahil etmek istiyordu. Sürekli “daha, daha”  diyordu. Hiç kimse ondan bir gün olsun “yeterli” veya “Buna da şükür” sözünü duymamıştı. Yeme-içmede, eğlenmede, hakarette, haksızlıkta hep dünden bir adım ileriye gidiyordu. Öyle bencildi ki, iyilik yaparken bile başkalarına ne kadar cömert olduğunu sergilemek isterdi.        İşte bu hükümdar, bir gün sarayının önündeki bahçede yürüyüşe çıkmış gezinirken, yanına başı önünde eğik, elinde dilenci kabı taşıyan bir adam yaklaştı. Muhafızlar, dilencinin hükümdarın yanına sokulmasının engellediler.        Hükümdar, adamlarına o ana dek hiç konuşmayan dilenciyi bırakmalarını emretti.       “N...

Yeşil Elbise

İbretli Hikayeler
      Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu.       "Gel seni camiye götüreyim", dedim. "Bugün Cuma biliyorsun."       "Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsun," dedi.       "Biliyorum ama,sebebini gerçekten merak ediyorum."       "Ne bileyim olmuyor işte,dedi.Hem pantolonumun ütüsü bozulup,dizleri çıkar diye endişe ediyorum."       Gayri ihtiyari gülmeye başladım.       "Herhalde şaka yapıyorsun," dedim. "Bunun için cami terk edilir mi?"       "Ciddi söylüyorum," dedi. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin."       Gerçekten öyleydi.Giydiği birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı.       "Peki,dedim.Hayatında hiç camiye gitmedin mi?"       "Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim," dedi. Hem o yaşlarda dizlerim aşın...

Ne Kadar Fakir

İbretli Hikayeler
      Bir gün çok zengin bir adam oğlunun kırsal kesime götürüp ona insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek istemişti.        Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gün bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu:       “Yolculuğumuzu nasıl buldun?”       “Çok güzeldi babacığım!” diye cevap verdi oğlu.        “İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün, değil mi?”       “Evet.”        “Peki ne öğrendin?”       “Şunu gördüm” dedi oğlu. “Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına kadar gelen bir havuzumuz, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onlarınki ise ufka kadar uzanıyor.” Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bi...

Habib Baba ve 4.Murat

İbretli Hikayeler
    Doğu Anadolu’dan, Habib Baba isimli bir şahıs, 4. Murat devrinde, gemiyle Hacca gidebilmek için İstanbul’a gelir. Fakat ne yazık ki, hacca giden gemiyi kaçırır.    Hayırlısı der içinden... aylarca yol yürüdüğünden vücudu toz toprak içerisinde kalmıştır. Uyuz olur, sırtı yaralar içinde kalır. “Bir hamama gidip güzelce yıkanayım,ondan sonra da memlekete döneyim” diye düşünür.    Hamama gider, yıkanmak istediğini söyler. “Olmaz!” der hamamcı... Sebebini sorar, Habib Baba.    “Celalli Sultan 4. Murat’ın vezirleri hamamı kapattı, başka kimseyi almamamı tembihlediler” der hamamcı ve devam eder:    “Baba bir hışımlarına uğramayayım, benim kellemle oynama.”    “Şuracıkta, sessiz sedasız yıkanırım, onlara görünmem.” der Habib Baba.    Hamamcı, Habib Baba’nın ısrarına dayanamaz, yüzü yumuşak bu ...

Hayır

İbretli Hikayeler
      Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da yanında götürürdü.       Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:        “Bunda da bir hayır var!”        Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfek geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu.       Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi:       “Bunda da bir hayır var!”       Kral acı v...

Keşke

İbretli Hikayeler
      Eski Çin’de taş ustası olarak çalışan Lee adında bir adam vardı. Büyük taşları keser, onlardan ya bahçelere süsler yapar, ya da ev inşaatında kullanılacak taşlar üretirdi. İşinden memnundu, ama bazen "Keşke daha fazla param olsa, keşke daha az çalışsam” diye düşünmekten de alıkoyamazdı kendini.       Bir gün Lee işinden evine dönüyordu. Güneş yakıcı derecede sıcaklık yayıyordu ve o da çok yorgundu. Yolun kenarına oturup güneşin sıcağını düşündü: “Bize ışığı ve ürünlerimiz için gerekli ısıyı veren güneş” dedi. “O, bütün varlıkların en güçlüsü olmalı.”       Sonra fısıltıyla “Allah’ım” diye dua etti, “keşke güneş olsaydım. Bütün varlıkların en güçlüsü, en büyüğü olmanın nasıl bir şey olduğunu o zaman hissedebilirdim.”       Allah Lee’nin duasının kabul etti ve ona “Güneş olabilirsin” c...

Küçük Ev

İbretli Hikayeler
       Bir köylü bilgenin yanına geldi ve şikayete başladı:       “Ne’ olur bana yardım edin, yoksa çıldıracağım. Tek odalı bir evde yaşıyoruz. Ben, karım, çocuklarım, karımın akrabaları. Herkesin siniri tepesinde. Birbirimize bağırıp duruyoruz. Oda sanki bir cehenneme döndü.”       “Sana söyleyeceğim şeyi yapacağına söz verir misin?” diye sordu bilge ciddi bir sesle.       “Yemin ederim, ne söylerseniz yapacağım.”       “Pekâla. Kaç hayvanın var?”       “Bir inek, bir keçi ve altı tavuk.”       “Onların hepsini evinize al. Bir hafta sonra yanıma yine gel.”       Bilgenin talebesi çok şaşırmıştı, ama itaat edeceğine söz vermişti bir kere.        Böylece, hayvanları da odaya aldı. Bir hafta sonra geldiğinde perişan haldeydi. Acı ve kederle inliyordu.        “Mahvolmuş durumdayız. Pislik! Ko...

İki Küçük Kurbağa

İbretli Hikayeler
      Biri beyaz, diğeri siyah renkteki kurbağalarımızın huy ve mizacı tıpkı renkleri gibi zıtmış. Ak kurbağa ne kadar iyimserse Kara kurbağa o kadar kötümsermiş. Ak kurbağa bir şeye “ak” mı dedi; o hemen atılıp “kara” dermiş. Her şeyin olumsuz tarafını görmeye o kadar alışmış ki, gördüğü her şeyi eleştirmeyi neredeyse meslek haline getirmiş. Yağmur yağsa, Karakurbağa:       “Offff! Olacak şey mi şimdi bu?” diye şikayete başlarmış. “Yağmurda ne derenin tadı olur, ne de ortalıkta avlayacak sinek bulunur. Nefret ediyorum yağmurdan!”       Arkadaşının aksine her şeyin güzel tarafını görmeyi seven Ak kurbağa cevap vermeden edemezmiş:       “Haksızlık etme lütfen! Sırf senin keyfin bozuldu diye güzelim yağmura niye düşman oluyorsun ki? Hem söylesene, yağmur yağmasa bizim evimiz-yurdumuz olan de...

Sultan Kim

İbretli Hikayeler
      Bir zamanlar, uzak diyarlardan birinde bilge bir sultan yaşardı. Her hükümdar gibi onun da etrafı onlarca yağcıyla doluydu. Sarayında hangi odaya girse iltifatların, övgülerin bini bir paraydı:       “Siz gelmiş geçmiş en kudretli sultansınız, efendim!”        “Sultanım! Kimsenin, hiçbir şeyin gücü sizinkiyle boy ölçüşemez.”       “Sizin kudretinizin yetemeyeceği hiçbir şey olamaz,efendim.”       “Siz sultanların sultanısınız ey aziz hükümdar. Kimse size itaatsizlik etmeye cesaret edemez.”       Dediğimiz gibi, sultan aklı başında biriydi ve bu tür aptalca sözleri duymaktan bıkmış usanmıştı.       Bir gün deniz kenarında yürürken, her zamanki gibi kendisine övgüler yağdıran saray ahalisine ve adamlarına bir ders vermek istedi.       “Benim bu dünyadaki en büyük insan olduğumu söylüyo...